top of page

Genlerimin beslenmemde rolü var mı?

Son yıllarda farkına varılan ve popüler olan nutrigenetik yani beslenme genetiğinden bahsetmek istiyorum.Konumuz biraz karmaşık ama olabildiğince anlaşılır olması adına basite indirgemeye çalışacağım.



Nutrigenetik çalışmaları sonucu, genetik yapınıza uygun bir beslenme programı hazırlanır.Önce bireylerin herhangi bir beslenme planına veya diyete, genetik yapısındaki polimorfizmler aracılığı ile verdiği yanıt incelenir.Elinizde olmayan kilo artışının sebebi genetik yatkınlıklarınızla alakalı olabilir.Bu sebeple genetik yapıya göre diyet sistemi üzerinden gidilir.Kişinin genetiğine ve metabolizmasına uygun beslenmesi, besinlerin sindirimi ve emilimi sırasındaki vücudun tepkileri ve metabolik hız gibi konular, Nutrigenetik’in alanına girer.

Farklı bir açıdan tanımlarsak aynı besin maddesinin(nutrient) farklı kişilerde farklı etkiler ortaya çıkarması temelinde genetiğe bağlı beslenme programıdır diyebiliriz.


  • Peki neden bu besinler hepimizde farklı etkilere sebep olabiliyor?

İşte sebebi genlerimizdeki polimorfizmler (DNA dizisindeki farklılıkların tümüne denir.)Bu polimorfizmler bir hastalığa değil yatkınlığa sebep olur.



Genetik testlere göre hazırlanan diyetler, geleneksel diyetlere göre yaklaşık 3 kat daha verimli ve etkili sonuçlar verir.


Kişiye özel diyet yazılırken hangi genler inceleniyor?Nütrigenetik Analiz


1.Kan lipitleri 2.Pıhtılaşma mekanizmaları 3.Damar fonksiyonları 4.Hipertansiyon 5.Homosistein metabolizması 6.İnflamasyon 7.İnsulin direnci 8.Enerji metabolizması 9.Yağ metabolizması 10.Karbonhidrat metabolizması 11.Antioksidasyon 13. 1. ve 2. faz detoksifikasyon 14.DNA tamiri 15.Kollajen yapımı 16.Kalsiyum, D vitamini metabolizmaları 17.Alkol, tuz duyarlılığı 18.Laktoz, gluten intoleransı


Yukarıda sayılan yatkınlıklar, yaşam tarzı özellikleri ve diğer kan bulguları doğrultusunda bireyin aşağıdaki hastalıklara olan riski tespit edilir:


Kalp krizi Diyabet Obezite İnmeler-felçler Kemik erimesi Alzheimer hastalığı Akciğer kanseri Kalın bağırsak kanseri Meme kanseri Yumurtalık kanseri Prostat kanseri Mide kanseri Mesane kanseri Pankreas kanseri Cilt kanseri


Yapılan araştırmalarda halkımızın kalp krizi, obezite ve diyabet, mide, kolon, meme ve prostat kanserlerine olan yatkınlık düzeylerinin diğer hastalıklara göre daha yüksek olduğu tespit edilmiştir.


Bu kısım biraz teknik kaçacak biliyorum ama bu alanda ilgisi olanlar için eklemek istiyorum.

Bilgi Köşesi


  • İnsanların çoğu APO E3 genotipindedir.Düşük yağlı beslenme ve egzersize olumlu yanıt verirken APO E4 genotipinde bir birey için durum aynı değildir ve farklı yağ düzenlemesi yapılmalıdır.


  • Anjiyotensinojen geninin hipertansiyonla ilişkisi ortaya çıkmıştır.Bu gen vazokonstrüktör etki yaratır.Anjiyotensinojen düzeyi fazla olan bireylerde hipertansiyon daha sık görülür.


  • ADRBR2 kodlayan gen polimorfizmlerini taşıyan kadınlarda yaklaşık 2.5 kat daha fazla obezite gözleniyor.



  • Bir diğer örnek ise Hemokromatozis hastalığında demir dokularda birikir.Organlarda hasara neden olur.

-Genlerde anormallik sonucu 3 kat fazla Fe absorbsiyonu olur.

-Demir alımından kaçınarak beslenmeyle tedavi olunabilir.


  • İnsanların %21'inde görülen VDR geni polimorfizmi Ca eksikliğinde büyüme ve gelişme geriliğine sebep olur.


Bir sonraki yazımda görüşmek üzere,araştırmamı istediğiniz ve yazı beklediğiniz bir konu olursa önerilere açığım.Sağlıkla kalın.


45 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page